Üstad Sidi Ahmed bin Mustafa el-Alevi radıyallahuanh’ın
hayatını anlatan birkaç söz yazmaya başladığımda, onun övgü
dolu menkıbelerinin ya da kalıcı eserlerinin kapsamlı bir hülasasını
ifade etmekten aciz olduğumu gördüm. Fakat bu faydalı
kitabın, bu ·eşsiz incinin basımına muvaffak olmamız dolayısıyla
ve her ne kadar bu kitabın sahibi olan imamımız
hayatından bahsetmeye ihtiygç bırakmayacak kadar büyük bir
şöhrete sahip olsa da, din büyüklerinin güzel eserlerini derleyenlerin
yoluna uyarak onun geniş çerçeveli hayatından birkaç
şey zikretmenin zorunlu olduğunu gördük. Esasen kendisinin
şöhreti dilden dile dolaşmış ve namı, doğuya ve batıya
yayılmıştır. Onun mertebesinin yüceliğine ve bilgisinin genişliğine
yazdığı eserlerinden daha adil bir şahit yoktur. Bu kitap
da alanında tek, belki de kapsadığı derin ilim ve ince üslup bakımından
benzersiz olma özelliğine sahiptir. Gerçekten de kişi
dilinin altında gizlidir veya bir başka deyişle, kişinin kalbi ve
dili, kendisinden daha küçüktür.
Genel olarak, onun eserlerinden herhangi birini gözden geçiren
insaf sahibi biri, hemen ilk bakışta Şeyh radıyallahuanh’ın
sahip olduğu fazileti, onun keremini ve yüce kudİetini fark eder.
O, hikmet sahibi bir mürebbi, kerem sahibi bir mürşid, hidayete
ileten şeyhlerin şeyhi, sadakat sahibi, ariflerin dayanağı,
şerefli nesebi fazilet, ilim ve yüksek makamlarla tanınmış
kerem sahibi ecdada ulaşan, Efendimiz’e ve Rabbimize ileten
vesilemiz Sidi Ahmed bin Sidi Mustafa bin Muhammed’dir.
Dedesi Muhammed, “kadı” olarak tanınır. Dedesinin babası
Muhammed de aynı şekilde Müsteganem’de medfun bulunan
değerli fakih Sidi Muhammed bin Havva’nın deyişiyle “Ebu
Şentuf’ olarak tanınır. Sidi Muhammed bin Havva, dedesinin
babası hakkında şöyle buyurmuştur:
”Ibadete bağlı bir hanefi’dir o
Fakih ve Mürşid Alıve’yi yüceltiriz”
Dedesinin babası da “geniş alınlı” lakabıyla tanınan salih
bir velinin oğludur. O da (yani dedesinin dedesi de) halk tarafından
“Alive” diye tanınan el-Hace Ali’nin oğludur. Cezayir’den
gelip Müstaganem’e kadı olarak tayin edilen Ibn-i Ganim’e
intisap etmiştir. Daha sonra fazileti takdir edilmiş, adaleti
bilinmiş ve böylece hayatı güzel geçmiştir. Ardından kendisi
ve ailesi için bir ev almıştır. Bugüne kadar onların
neslinden gelenler hep kadri yüce ve iffet sahibi kimseler olarak
tanınmıştır. Evleri de bir ilim ve iyilik yuvasıdır.
Üstad Ahmed el-Alevi radıyallahuanh’a gelince, ilk olarak
babasının gözetiminde yetişti. Rahmetli babası vefat edinceye
kadar takva sahibi, salih, hayırsever, Allah’ın kitabım ve öğrenilmesi
zorunlu temel bilgileri öğrenmekle meşgul olan asil
bir evlattı. Allah kendisini kamil mürşid, zikir ehli, sırlan taşan
Şeyh Sidi Muhammed lbnü’l-habib el-Buzidi’niİı sohbetine
sevk edinceye kadar ticaretle meşgul oldu. Tasavvuf ilmini, bu
konuda imamlardan bir imam oluncaya dek, Sidi Buzidi’den
aİdı ve onun himmetiyle sağlamlaştı. Allah dilediğini seçer.
Kendisine yöneleneni hidayete iletir. Allah dilediğini hesapsızca
rızıklandım. Allah muazzam fazlu ikram sahibidir.
Yahya Tahir Berka
Vehran (Oran), 4 Ocak 1989