Müellifin ikinci cilde eklenen kısa hal tercümesi

O, Şeyh Ahmed b. Mustafa el-Alevi el-Müsteğanemidir.
1870 senesinde doğmuş, 1934 senesinde vefat etmiştir.* Saliklerin
umdesi, ariflerin mürebbisi ve lsm-i A’zam’ı telkin etmesiyle
meşhurdur. Şazeli Derkavi yolunun bir kolu olan kendi
tasavvuf yolunu 1914 senesinde tesis etti. Hayatını terbiye ve
irşada, dini ve içtimai ıslaha verdi. Tabileri ve müridleri için
pek çok zaviye kurdu. Toplam 50 zaviyenin bir kısmı (21 zaviye)
Cezayir’dedir. Geri kalanları Fas, Tunus, Meşnk ve Avrupa’dadır.
1923 senesinde haftal{k Lisan’ud-Din gazetesini,
sonra din, ahlak ve toplum hakkındaki görüşlerini neşretmek
için 1926’da el-Beliiğ’uI-Ceziiiri’yi çıkardı. Bu şekilde geriye bir ilmi eserler mecmuası bıraku ki, çoğunluğu tasavvuf, fıkıh ve tefsir hakkındadır. Bir kısmım kendi hayaunda neşretti, diğer­leri ise yazma eserler olarak kaldı. Onlardan birisi de yayınım sunduğumuz el-Meviidd ül-Gaysiyye’nin bu ikinci bölümüdür. (Şeyh bu eserinde) Şeyh Ebu Medyen el-Gavs, Şuayb bin el­Hüseyn el-Ensari el-Endelüsi el-BicaI’nin Hikem’inden 101 Hikmet’i şerh eder.
Şeyh Ebu Medyen, Tiliınsan’da medfundur. 1197/594 se­nesinde vefat etmiştir.* Sultan Ebu Yusuf Yakub el-Muvahhi­dI’nin emriyle Bicaye’den Merakeş’e kadar olan havali onun yoluna girdi. Kabri, ziyaretçiler için hala, yanında duaların müstecab olduğu bir kıbledir.
Yahya Tahir Berka
Vehran (Oran), 10 Mayıs 1993

Şeyh’in biyografisi için bkz.: Zirikli, el-A’lam, 1/243; el-A’lii.1n uş-Şar1ııyye, 2/93. Aynca el-Belağ ul-Cezi’iiıi’nin sayfalarında uzunca ilaveler vardır: Bi­rinci cüz, Tanca-1986; Er-Ravdat us-Seniyye fi l-Measir il-Aleviyye, Şeyh Adda bin Tunus, Müsteganem-1936; Mıı’ceın A’laın’il-Cezair, Adil Nu­veyhad, “el-Mulhak, 367”; Martin Lings, Eş-Şeyh Ahmed el-Alavı es-Suft, trc. Muhammed İsmail el-Muvafi, Beyrut-1973. (Martin Lings, A Moslem Saint of tlıe Twentieth Ceııtııry, Landon, 1961; Yinniııci Yüzyılda Bir Veli, Martin Lings, İstanbul, 1981,Yeryüzü Yayınlan; II. Baskı: İstanbul, 1988, İşaret Yayınlan; III. Baskı: 2010, Sufi Yayınlan.

Şeyh Ebu Medyen’in biyografisi için bkz.:
_Dr. Abdülhalim Mahmud, Şeyh ıış-Şııyulı: Ebıı Medyeıı el-Gavs; lbn Mu­reyn, El-Bııstan …. , sh. 108-114; lbnül-hatib el-Kunstantini, Üns ıil-Fakir ve Izz ııl-Hakir, Ribat, Da.irat ül-Mearif il-lslamiyye, 1/141-142; Makam, Neflı ııt-Tib; Ahmed Baba et-Tinbükti, Ney! ıil-lbtilıiic; el-Meviidd ıil-Gay­siyye, 1. Bölüm “Mukaddime”, Müsteganem; el-Gabrini, Ünviin ıid-Diriiye, thk. Rabih Banar, Cezayir, 1970.

Devamı

Şeyh Ahmet Alevi’nin Nesebi (1870 – 1934)

Üstad Sidi Ahmed bin Mustafa el-Alevi radıyallahuanh’ın
hayatını anlatan birkaç söz yazmaya başladığımda, onun övgü
dolu menkıbelerinin ya da kalıcı eserlerinin kapsamlı bir hülasasını
ifade etmekten aciz olduğumu gördüm. Fakat bu faydalı
kitabın, bu ·eşsiz incinin basımına muvaffak olmamız dolayısıyla
ve her ne kadar bu kitabın sahibi olan imamımız
hayatından bahsetmeye ihtiygç bırakmayacak kadar büyük bir
şöhrete sahip olsa da, din büyüklerinin güzel eserlerini derleyenlerin
yoluna uyarak onun geniş çerçeveli hayatından birkaç
şey zikretmenin zorunlu olduğunu gördük. Esasen kendisinin
şöhreti dilden dile dolaşmış ve namı, doğuya ve batıya
yayılmıştır. Onun mertebesinin yüceliğine ve bilgisinin genişliğine
yazdığı eserlerinden daha adil bir şahit yoktur. Bu kitap
da alanında tek, belki de kapsadığı derin ilim ve ince üslup bakımından
benzersiz olma özelliğine sahiptir. Gerçekten de kişi
dilinin altında gizlidir veya bir başka deyişle, kişinin kalbi ve
dili, kendisinden daha küçüktür.

Genel olarak, onun eserlerinden herhangi birini gözden geçiren
insaf sahibi biri, hemen ilk bakışta Şeyh radıyallahuanh’ın
sahip olduğu fazileti, onun keremini ve yüce kudİetini fark eder.
O, hikmet sahibi bir mürebbi, kerem sahibi bir mürşid, hidayete
ileten şeyhlerin şeyhi, sadakat sahibi, ariflerin dayanağı,
şerefli nesebi fazilet, ilim ve yüksek makamlarla tanınmış
kerem sahibi ecdada ulaşan, Efendimiz’e ve Rabbimize ileten
vesilemiz Sidi Ahmed bin Sidi Mustafa bin Muhammed’dir.
Dedesi Muhammed, “kadı” olarak tanınır. Dedesinin babası
Muhammed de aynı şekilde Müsteganem’de medfun bulunan
değerli fakih Sidi Muhammed bin Havva’nın deyişiyle “Ebu
Şentuf’ olarak tanınır. Sidi Muhammed bin Havva, dedesinin
babası hakkında şöyle buyurmuştur:

”Ibadete bağlı bir hanefi’dir o
Fakih ve Mürşid Alıve’yi yüceltiriz”

Dedesinin babası da “geniş alınlı” lakabıyla tanınan salih
bir velinin oğludur. O da (yani dedesinin dedesi de) halk tarafından
“Alive” diye tanınan el-Hace Ali’nin oğludur. Cezayir’den
gelip Müstaganem’e kadı olarak tayin edilen Ibn-i Ganim’e
intisap etmiştir. Daha sonra fazileti takdir edilmiş, adaleti
bilinmiş ve böylece hayatı güzel geçmiştir. Ardından kendisi
ve ailesi için bir ev almıştır. Bugüne kadar onların
neslinden gelenler hep kadri yüce ve iffet sahibi kimseler olarak
tanınmıştır. Evleri de bir ilim ve iyilik yuvasıdır.
Üstad Ahmed el-Alevi radıyallahuanh’a gelince, ilk olarak
babasının gözetiminde yetişti. Rahmetli babası vefat edinceye
kadar takva sahibi, salih, hayırsever, Allah’ın kitabım ve öğrenilmesi
zorunlu temel bilgileri öğrenmekle meşgul olan asil
bir evlattı. Allah kendisini kamil mürşid, zikir ehli, sırlan taşan
Şeyh Sidi Muhammed lbnü’l-habib el-Buzidi’niİı sohbetine
sevk edinceye kadar ticaretle meşgul oldu. Tasavvuf ilmini, bu
konuda imamlardan bir imam oluncaya dek, Sidi Buzidi’den
aİdı ve onun himmetiyle sağlamlaştı. Allah dilediğini seçer.
Kendisine yöneleneni hidayete iletir. Allah dilediğini hesapsızca
rızıklandım. Allah muazzam fazlu ikram sahibidir.
Yahya Tahir Berka
Vehran (Oran), 4 Ocak 1989

Devamı

Şeyh Ebu Medyen – Şeyh Ahmet Bin Mustafa el-Alevi el-Müsteğanemi

Şeyh Ebu Medyen

(.$uayb bin Huseyin el-Endelusi) Enduluslu Sufi, (Catillana 1126 –
Tilirnsan 1197). Gern;:liginde dokumac1hk ogrenmesine kar;;1hk,
duydugu guc;;lu istek kar;;1Smda Kur’an ve tasavvufla ilgilendi. Magrib’e
giderek Fas’ta birc;;ok unlu dirI bilgini ve mutasaVVIftan ders ald1.
el-Dekkak’tan hirka giydi. Ancak, onu tasavvuf alanmda en c;;ok
etkileyen Ebu Ya’za el-Hezmiri oldu. Fas’tan Mekke’ye giderek bu
kentte bir r ivayete gore Abdulkadir Geylani ile tam;;u. Berberistan’a
dondu ve burada Bicaye’ye (Bongie) yerle;;ti. Muvahhidlerden Ebu
YusufYakup el-Mansur, bu durumdan ku;;kulanarak onun sorguya
c;;ekilmek uzere sarayma getirilmesini emretti. Sorgulamaya ·getirilirken
yolda vefat etti ve TilirIISan’m di$ mahallelerinden el-Ubbad’da
defnedildi.

Şeyh Ahmet Bin Mustafa el-Alevi el-Müsteğanemi

1870 yilmda Musteganem kentinde dunyaya geldi . .$eyh Sidi Muhammed
ibnul habib el-Buzidi el-Musteganemi rahimehullah’a baglandi.
On be;; sene onun sohbet halkasmda bulundu. Bu sohbetler
sayesinde Yol’un ogretisine (maiifet), adabma ve Sirlarma vaktl
oldu. Boylece ·.$eyh’i kendisine terbiye, suluk ve .$azeli virdlerini
(evrad-1 􀂝itzieliyye) telkin etme konulannda izirI verdi . .$eyh el-Buzidi
27 Eylul 1909’da vefat edirice, onun halefi oldu. Boylece
Aleviyye Yalu 1910 / 1328 yilmdan itibaren kurulmu;; oldu . .$eyh
el-Alevi dini, ic;;timai ve ahlaki sahalarda 1923’te “Lisiin-ild Din” gazet
􀂞ini ve 1926-1934 ytllan arasmda da “el-Beliig-ul Ceziiid’ adh
gazeteyi yayimlad1. 1934 yilmda Dar-1 Beka’ya irtihal etti. Musteganem’de
Ticdit mahallesirideki Buyuk Zaviye’de medfundur. Bir
krsm1 yayimlanml.$ olan c;;ok sayida eseri bulunmaktadir.

Devamı

Maneviyat Yolcusunun El Kitabı

Elinizdeki kitap istisnai bir eserdir. Çünkü tasavvuf geleneğinin çok önemli iki ismini bir araya getirmektedir. Bunlardan ilki, Ibn Arabi’nin de yoğun olarak etkilendiğini ve feyz aldığını defalarca söylediği, Kuzey Afrika ve özellikle de Mağrib sûfiliği içinde kilit bir konumu olan Şuayb Ebu Medyen el-Gavs, diğeri ise Martin Lings’in “Yirminci Yüzyılda Bir Veli” olarak tanımladığı Ahmed el-Alavî’dir. Ebû Medyen’in yüzyıllar öncesinden kalan ve seyrü süluk hâlleri üzerine dile getirdiği hikmetli sözlerini, Şeyh el-Alavi büyük bir vukufiyetle açıklamış, ortaya tam bir başucu kitabı çıkmıştır.

Tevhid ve marifet neşvesinin her satırında gözlenebildiği bu kitapta, haller, makamlar, adab, tevhidî hakikatlerin katmanları ve sırları gibi birçok temel tasavvufi mesele ele alınmaktadır. Hâlihazırda Mağrib bölgesinde birçok tasavvufi çevrede bir ders kitabı gibi okunan bu eser, hakikatin ve hikmetin sarsıcı bir soluğu gibidir adeta.

Devamı